"Koş Forrest koş!" filmi izleyen birçok kişinin aklına kazınan bir repliktir bu. İzleyecek olanların da şüphesiz aklına kazınacağı bir replik olacağını düşünüyorum. İzlediklerim #7: Bu Hafta İzlediklerim başlıklı yazımın sonunda dediğim gibi, kısaca geçmek istemediğim filmlerin ilki şimdiki gördüğünüz gibi Forrest Gump. Tavsiyemdir, vakit kaybetmeden izleyin derim. Ayrıca kendime de kızıyorum 1994 senesinde çıkmış bu filmi neden taa 2016'da izliyorum diye (çaktırmayın, filmin yaşı benden büyük). Her neyse Forrest Gump piyano jenerik müziği ile yazıma devam edeyim ben.
Her yaş grubunun izleyebileceği bir film olan Forrest Gump dram, romantik ve az da olsa komedi türünde. Aksiyon, macera, savaş gibi konuları ele alan filmleri izlemeyen veya izleyemeyen kişilerin de rahatlıkla izleyebileceği bir film. İzlerken ve izledikten sonra da aklınızda ayrı bir edineceğini söylememde fayda var. Bu arada Forrest Gump filmine kadar dram ve romantik konulu film izlememiştim sanırım. Her neyse, film ile ilgili ufak bilgiler vereyim ben.
Film | Forrest Gump |
---|---|
Vizyon Tarihi | 1994 |
Yönetmen | Robert Zemeckis |
Başrol Oyuncuları | Tom Hanks, Robin Wright |
Süresi | 2 Saat 22 Dakika |
IMDB Puanı | 8,8 |
İçeriği | Dram, Komedi, Romantik |
Film Hakkında
Film Forrest Gump adlı birinin banka oturup otobüs beklemesiyle başlıyor. Bu bekleme esnasında yanına gelenlere de hayat hikayesini anlatıyor ve bu hayat hikayesi de filme yansıyor. Hayat hikayesi bittiğinde ise film üzerinde hikaye devam ediyor. Yani diyebilirim ki Forrest Gump hikayesini banka oturma anına kadar anlatıyor ve daha sonrasında ise hikaye bitiyor ardından yaşadıkları filme yansıyor. Şunu da belirteyim, IMDB üzerinde "TOP 250" listesinde en iyi 13. film ve birçok Oscar adaylığına layık görülmüş. 1994 senesinde ise "Esaretin Bedeli" filmi ile yarışarak 94'ün en iyi filmi seçilmiş. Her neyse filme geçelim mi artık?
Forrest Gump, zeka seviyesi geride olan ve kambur durmaması için bacaklarında özel bir metal aparatı olan bir çocuktur. Böylece diğer çocuklar ve kişiler tarafından dışlanmış, eziyet görmüş ve zorbalığa maruz kalmıştır. Zeka seviyesinden dolayı okula bile kayıt olamayan Gump, annesinin fedakarlığı sayesinde okula bir şekilde kaydolur ( ne fedakarlık ama!, filmi izleyenler bilir). Okulun ilk günü okul otobüsünde bile herkes tarafından dışlanarak otobüs koltuğuna bile oturamayan Gump, ileride hayatının aşkı olacak olan Jenny'in yanına oturur, çünkü sadece o yanına oturmasına izin vermiştir.
Okul ortamında da dışlanan ve salak diye hitap edilen Forrest Gump daha hiçbir şeyin farkında değildir. Tek teselli kaynağı annesidir. Ayrıca zamanının çoğunu otobüste tanıştığı Jenny ile birlikte geçiriyordu ve bu sırada oyunlar oynuyor, konuşuyor, oturuyor gülüyor ve daha bir çok şey yapıyordu Jenny ile filmde de dediği gibi köfte ve patates gibiydiler. Yine bir gün Jenny ile okuldan eve giderken bisiklet süren çocukların zorbalığına maruz kalmış ve taşlanmıştır. Hemen sonra Jenny o sihirli sözcükleri söyledi. "Koş Forrest koş"
Bunun üzerine olabildiğince hızlı koşmaya başlayan Forrest'ın bacaklarındaki metal aparatlar kırıldı ve koşarken de özgürleşmeye başladı. İşte bu olay ile birlikte Forrest koşabilme yeteneğini kendinde keşfetti. Gittiği her yere koşarak gidiyordu ve bunun üzerine herkes tarafından "salak" diye hitap ediliyordu. Annesi bunların hiçbirine aldırış etmeyip "Sadece aptallık yapan aptaldır." cümlesini söyleyip teselli ediyordu Gump'ı.
Yıllar geçti ve ilkokulu bitirmişti. Daha sonra liseyi okumaya başladı. Dışlanmalar, zorbalıklar, aşağılanmalar devam ediyordu. Yıllar sonra bisiklet olayının olduğu yerde çocuklar bu sefer bisiklet yerine araba kullanarak Forrest'ı kovalıyordu. Yine aynı şekilde Jenny, o sihirli sözcükleri tekrardan söyledi. "Koş Forrest koş" Küçüklüğündeki gibi olabildiğince hızlı koştu ve onları atlattı. Daha sonra liseyi bitirip üniversiteye koşabilme yeteneği olduğundan kayıt olabildi. Çünkü üniversitenin futbol takımı vardı ve Forrest tam da onlara göre birisiydi.
Üniversitenin futbol takımında başarılı bir oyun ortaya koyan Forrest, ün kazanmıştı. ABD başkanı JFK ile tokalaşma fırsatı bulmuş ve tebrik almıştı. Bu arada Jenny ile hala birliktelerdi. Fakat Jenny Forrest'ın zeka seviyesi geride olduğundan birlikte olmak istemedi ve başka erkeklerle birlikte olmaya başladı ve sonu gelmez bir bataklığa sürüklendi. Uyuşturucu, içki, sigara ve daha birçok şey... Forrest hiçbir şeyin farkında olmadan Jenny'in peşini bırakmıyordu, vazgeçemezdi ondan.
Her neyse zaman geçti ve üniversiteden mezun oldu Forrest. Hemen sonra Birleşik Devletler Ordusu'na katıldı ve burada sıkı bir arkadaşlık yaşayacağı siyahi Benjamin ile arkadaş oldular. Forrest zeka seviyesinden dolayı Benjamin ise siyahi olduğundan dolayı dışlanıyordu. Benjamin'in sülalesi karides işiyle uğraştığından Benjamin de karides işi ile uğraşmak istiyordu ve Forrest ile birlikte askerlikten sonra karides işi yapmaya karar verdiler. Bu arada Benjamin karides ile ilgili bütün inceliklerini anlatmaya başlamış ve karides çeşitlerini saymaya başlamıştı. Karides kebabı, karides yahnisi, ananaslı karides, hindistan cevizli karides...
Bildiği ne kadar karides çeşidi varsa saymaya başladı ve bu günlerini almıştı. Bir gün Vietnam Savaş'ı patlak verdi ve dikkatli olmaları gerekiyordu. Fakat pusuya düşürüldüler ve bombalar patladı. Birçok asker öldü ve yaralılar vardı. Forrest Gump yaşıyordu, hiçbir şey olmamıştı ve komutanı Teğmen Dan'i sırtlayıp uzağa taşıdı. Daha sonra hayattaki tüm askerleri aynı yere taşıyan Forrest, Benjamin'i bulamıyordu.
Sonunda Benjamin'i buldu fakat ağır yaralı ve ölmek üzereydi. Böylece Benjamin oracıkta öldü ve karides işini yapmak söz verdiği gibi Gump'a kaldı. Fakat Forrest, komutanı Teğmen Dan'i kurtardığı için hayatının geri kalanını bacakları olmadan sakat bir şekilde devam ettirecekti. Bu sebeple Forrest'a kendisini neden kurtardığını ve ataları gibi savaşarak ölmek istediğini sert bir şekilde söyledi.
Bu olaydan sonra Forrest Gump başkan tarafından üstün cesaret madalyasına layık görüldü. Böylece ülkede daha çok ünlendi ve önemli biri hale geldi. Orduda kalmaya devam etti ve masa tenisi oynamayı öğrenip kısa sürede profesyonel bir masa tenisçisi oldu. Birleşik Devletler Ordusu'nu tüm Dünya'da temsil ederek 1. oldu. Daha sonra annesini ziyaret etti ve karides teknesi alacağını ve karides işi yapacağını söyledi.
Daha sonraları Teğmen Dan ile karşılaştı. Teğmen Dan artık tekerlekli sandalyede ıstırab çeken ve bacakları olmayan birsiydi. Karides fikrini Teğmenle paylaşan Forrest, alaycı bir tepki aldı ve bu tepki Forrest tekneyi açarsa yanında çalışacağıydı. Çok geçmeden Forrest hayalini kurduğu tekneye Jenny adını koyarak işlere Teğmen Dan ile başladı. Başlarda işler olmasa da devam ettiler ve bir gün büyük bir kasırga çıktı. Bu kasırga sonucu diğer rakip karides tekneleri telef oldu ve tek faaliyet gösteren Jenny teknesi oldu.
İşler tıkırında devam etti. Kısa bir süre sonra ciddi gelirler elde etmeye başladılar. Forrest parasını bir meyve şirketine yatırım yaptı ve parasına para kattı. Artık bir milyoner olmuştu. Daha sonra annesinin hastalandığını öğrenir ve önceden olduğu gibi koşarak annesinin yanına gider. Dramatik bir diyalog sonrası annesi vefat etmiştir.
Uzunca bir süre geçmesine rağmen Jenny geri döndü ve Forrest'ın evinde bir müddet kaldı. Forrest Jenny'e evlenme teklifi etmiş fakat Jenny kendisinin bunu hak etmediğini düşünerek red etti. Çok geçmeden Forrest uyuyorken evi terk etti ve kayıplara karıştı. Bu olay sonucu üzülen Gump, biraz koşmaya karar verdi ve koşmaya başladı. Koşuş o koşuş... koştukça koştu ve bu koşma işlemi üç seneden fazla sürdü. E tabi bu koşu sırasında birçok işçiye ilham kaynağı olmuş ve arkasında takipçi bile vardı. Beraber günlerce aylarca koştular. Ta ki Gump'ın ölmüş annesini özlemesine kadar. Böylece bu akıl almaz maraton sona erdi ve evine döndü.
Zaman geçti ve Jenny'den bir mektup aldı. Adresini yazıp Forrest'a kendisine gelmesini istiyordu bu mektupta ve Forrest vakit kaybetmeden otobüse binip hayatının aşkı Jenny ile buluşmak için yola koyuldu ve bir banka oturup otobüs beklemeye başladı.
Film açıklamasının en başında dediğim gibi hikayesi burada sona eriyor ve artık gerçekleri yaşayacaktı. Hikayesini bitirdiğinde ise adrese ulaşmak için otobüse binmeye gerek kalmadığını, yürüyerek gidebileceğini öğrenir yanındaki hikayesini anlattığı kişiden.
Ve beklenen an gelmiştir. Jenny ile buluşur ve bir Forrest adında bir kız çocuğu olduğunu öğrenir. Hemen sonra Jenny Forrest'a evlenme teklifi eder. Forrest bu teklifi kabul eder ama öncesinde kızının da kendisinin gibi zeka geriliği olmasından endişelenir fakat kız çok zekidir ve sınıfında birincidir. Kısa bir süre sonra evlenirler ve düğünlerinde yıllardır görmediği Teğmen Dan nişanlısıyla katılır. Teğmenin artık sağlam bir protez bacağı vardır ve halinden memnundur.
Evlilik çok sürmeden Jenny ölür ve kız Forrest'a bakmak Gump'a kalır. Yıllar önce annesinin kendisini otobüse bindirdiği yerde kızını okul otobüsüne bindirir ve bu film filme anlam katan tüy ile sona erer.
Kesinlikle izlenilmesi gereken, izleyenlerin ise bir daha izlese yine aynı havayı düşündüğüm bir film. Oyunculuk, senaryo, görseller ve daha birçok şey mükemmel. Aslında bizlere de ders veriyor bu film. Umudu, azimi, kararlılığı ve daha birçok şeyi öğretiyor. Zeka seviyesi geride olmasına rağmen büyük işler başarabilineceğini anlatıyor.
Filmin başında ve sonunda ortaya çıkan tüy ise anlam çıkarmamız gereken bir şey. Kaderimizin bir tüy gibi olduğunu ve savrulduğunu söylüyor bize Forrest Gump. Ayrıca bu tüy sahnesi için günlerce emek verilmiş.
Filmin bir kamera arkasını izledim de adamlar gerçekten mükemmel. Özellikle Tom Hanks. Kamera arkasında bile sıfır hata ile rol yapmış ve kendini Forrest Gump rolünün içinde hissetmiş. 1994 yapımı olmasına rağmen görsel efektler çok iyi kullanılmış. Bilgisayar yardımı ile Forrest Gump hayatta olmayan birçok kişi ile (JFK, Lennon...) aynı yerde ve tokalaşıyor.
Beğenmediğim kısımlara gelirsem, filmde istemli mi istemsiz mi bilmiyorum ama reklam yapılmış. Filmin başında gördüğünüz üzere Forrest Gump'ın Nike ayakkabıları ve filmin ortalarında açılan bir mektupta Apple Inc. logosu. Hiç hoş şeyler değil. Aman bu da filmin nazar boncuğu oluversin.
Forrest Gump'ı uyumadan öncesi izlemiş ve uyandığımda aklıma gelen ilk şey olmuştu. Yeri gelir üzüntüye sokan, yeri gelir ağzımız kulaklarımıza gelecek kadar güldüren bir film olmuş Forrest Gump. Replikleri ise aklımıza kazınacak türden. Haydi bir de o repliklere bakalım.
Forrest Gump, zeka seviyesi geride olan ve kambur durmaması için bacaklarında özel bir metal aparatı olan bir çocuktur. Böylece diğer çocuklar ve kişiler tarafından dışlanmış, eziyet görmüş ve zorbalığa maruz kalmıştır. Zeka seviyesinden dolayı okula bile kayıt olamayan Gump, annesinin fedakarlığı sayesinde okula bir şekilde kaydolur ( ne fedakarlık ama!, filmi izleyenler bilir). Okulun ilk günü okul otobüsünde bile herkes tarafından dışlanarak otobüs koltuğuna bile oturamayan Gump, ileride hayatının aşkı olacak olan Jenny'in yanına oturur, çünkü sadece o yanına oturmasına izin vermiştir.
Okul ortamında da dışlanan ve salak diye hitap edilen Forrest Gump daha hiçbir şeyin farkında değildir. Tek teselli kaynağı annesidir. Ayrıca zamanının çoğunu otobüste tanıştığı Jenny ile birlikte geçiriyordu ve bu sırada oyunlar oynuyor, konuşuyor, oturuyor gülüyor ve daha bir çok şey yapıyordu Jenny ile filmde de dediği gibi köfte ve patates gibiydiler. Yine bir gün Jenny ile okuldan eve giderken bisiklet süren çocukların zorbalığına maruz kalmış ve taşlanmıştır. Hemen sonra Jenny o sihirli sözcükleri söyledi. "Koş Forrest koş"
Bunun üzerine olabildiğince hızlı koşmaya başlayan Forrest'ın bacaklarındaki metal aparatlar kırıldı ve koşarken de özgürleşmeye başladı. İşte bu olay ile birlikte Forrest koşabilme yeteneğini kendinde keşfetti. Gittiği her yere koşarak gidiyordu ve bunun üzerine herkes tarafından "salak" diye hitap ediliyordu. Annesi bunların hiçbirine aldırış etmeyip "Sadece aptallık yapan aptaldır." cümlesini söyleyip teselli ediyordu Gump'ı.
Yıllar geçti ve ilkokulu bitirmişti. Daha sonra liseyi okumaya başladı. Dışlanmalar, zorbalıklar, aşağılanmalar devam ediyordu. Yıllar sonra bisiklet olayının olduğu yerde çocuklar bu sefer bisiklet yerine araba kullanarak Forrest'ı kovalıyordu. Yine aynı şekilde Jenny, o sihirli sözcükleri tekrardan söyledi. "Koş Forrest koş" Küçüklüğündeki gibi olabildiğince hızlı koştu ve onları atlattı. Daha sonra liseyi bitirip üniversiteye koşabilme yeteneği olduğundan kayıt olabildi. Çünkü üniversitenin futbol takımı vardı ve Forrest tam da onlara göre birisiydi.
Üniversitenin futbol takımında başarılı bir oyun ortaya koyan Forrest, ün kazanmıştı. ABD başkanı JFK ile tokalaşma fırsatı bulmuş ve tebrik almıştı. Bu arada Jenny ile hala birliktelerdi. Fakat Jenny Forrest'ın zeka seviyesi geride olduğundan birlikte olmak istemedi ve başka erkeklerle birlikte olmaya başladı ve sonu gelmez bir bataklığa sürüklendi. Uyuşturucu, içki, sigara ve daha birçok şey... Forrest hiçbir şeyin farkında olmadan Jenny'in peşini bırakmıyordu, vazgeçemezdi ondan.
Her neyse zaman geçti ve üniversiteden mezun oldu Forrest. Hemen sonra Birleşik Devletler Ordusu'na katıldı ve burada sıkı bir arkadaşlık yaşayacağı siyahi Benjamin ile arkadaş oldular. Forrest zeka seviyesinden dolayı Benjamin ise siyahi olduğundan dolayı dışlanıyordu. Benjamin'in sülalesi karides işiyle uğraştığından Benjamin de karides işi ile uğraşmak istiyordu ve Forrest ile birlikte askerlikten sonra karides işi yapmaya karar verdiler. Bu arada Benjamin karides ile ilgili bütün inceliklerini anlatmaya başlamış ve karides çeşitlerini saymaya başlamıştı. Karides kebabı, karides yahnisi, ananaslı karides, hindistan cevizli karides...
Bildiği ne kadar karides çeşidi varsa saymaya başladı ve bu günlerini almıştı. Bir gün Vietnam Savaş'ı patlak verdi ve dikkatli olmaları gerekiyordu. Fakat pusuya düşürüldüler ve bombalar patladı. Birçok asker öldü ve yaralılar vardı. Forrest Gump yaşıyordu, hiçbir şey olmamıştı ve komutanı Teğmen Dan'i sırtlayıp uzağa taşıdı. Daha sonra hayattaki tüm askerleri aynı yere taşıyan Forrest, Benjamin'i bulamıyordu.
Sonunda Benjamin'i buldu fakat ağır yaralı ve ölmek üzereydi. Böylece Benjamin oracıkta öldü ve karides işini yapmak söz verdiği gibi Gump'a kaldı. Fakat Forrest, komutanı Teğmen Dan'i kurtardığı için hayatının geri kalanını bacakları olmadan sakat bir şekilde devam ettirecekti. Bu sebeple Forrest'a kendisini neden kurtardığını ve ataları gibi savaşarak ölmek istediğini sert bir şekilde söyledi.
Bu olaydan sonra Forrest Gump başkan tarafından üstün cesaret madalyasına layık görüldü. Böylece ülkede daha çok ünlendi ve önemli biri hale geldi. Orduda kalmaya devam etti ve masa tenisi oynamayı öğrenip kısa sürede profesyonel bir masa tenisçisi oldu. Birleşik Devletler Ordusu'nu tüm Dünya'da temsil ederek 1. oldu. Daha sonra annesini ziyaret etti ve karides teknesi alacağını ve karides işi yapacağını söyledi.
Daha sonraları Teğmen Dan ile karşılaştı. Teğmen Dan artık tekerlekli sandalyede ıstırab çeken ve bacakları olmayan birsiydi. Karides fikrini Teğmenle paylaşan Forrest, alaycı bir tepki aldı ve bu tepki Forrest tekneyi açarsa yanında çalışacağıydı. Çok geçmeden Forrest hayalini kurduğu tekneye Jenny adını koyarak işlere Teğmen Dan ile başladı. Başlarda işler olmasa da devam ettiler ve bir gün büyük bir kasırga çıktı. Bu kasırga sonucu diğer rakip karides tekneleri telef oldu ve tek faaliyet gösteren Jenny teknesi oldu.
İşler tıkırında devam etti. Kısa bir süre sonra ciddi gelirler elde etmeye başladılar. Forrest parasını bir meyve şirketine yatırım yaptı ve parasına para kattı. Artık bir milyoner olmuştu. Daha sonra annesinin hastalandığını öğrenir ve önceden olduğu gibi koşarak annesinin yanına gider. Dramatik bir diyalog sonrası annesi vefat etmiştir.
Uzunca bir süre geçmesine rağmen Jenny geri döndü ve Forrest'ın evinde bir müddet kaldı. Forrest Jenny'e evlenme teklifi etmiş fakat Jenny kendisinin bunu hak etmediğini düşünerek red etti. Çok geçmeden Forrest uyuyorken evi terk etti ve kayıplara karıştı. Bu olay sonucu üzülen Gump, biraz koşmaya karar verdi ve koşmaya başladı. Koşuş o koşuş... koştukça koştu ve bu koşma işlemi üç seneden fazla sürdü. E tabi bu koşu sırasında birçok işçiye ilham kaynağı olmuş ve arkasında takipçi bile vardı. Beraber günlerce aylarca koştular. Ta ki Gump'ın ölmüş annesini özlemesine kadar. Böylece bu akıl almaz maraton sona erdi ve evine döndü.
Zaman geçti ve Jenny'den bir mektup aldı. Adresini yazıp Forrest'a kendisine gelmesini istiyordu bu mektupta ve Forrest vakit kaybetmeden otobüse binip hayatının aşkı Jenny ile buluşmak için yola koyuldu ve bir banka oturup otobüs beklemeye başladı.
Film açıklamasının en başında dediğim gibi hikayesi burada sona eriyor ve artık gerçekleri yaşayacaktı. Hikayesini bitirdiğinde ise adrese ulaşmak için otobüse binmeye gerek kalmadığını, yürüyerek gidebileceğini öğrenir yanındaki hikayesini anlattığı kişiden.
Ve beklenen an gelmiştir. Jenny ile buluşur ve bir Forrest adında bir kız çocuğu olduğunu öğrenir. Hemen sonra Jenny Forrest'a evlenme teklifi eder. Forrest bu teklifi kabul eder ama öncesinde kızının da kendisinin gibi zeka geriliği olmasından endişelenir fakat kız çok zekidir ve sınıfında birincidir. Kısa bir süre sonra evlenirler ve düğünlerinde yıllardır görmediği Teğmen Dan nişanlısıyla katılır. Teğmenin artık sağlam bir protez bacağı vardır ve halinden memnundur.
Evlilik çok sürmeden Jenny ölür ve kız Forrest'a bakmak Gump'a kalır. Yıllar önce annesinin kendisini otobüse bindirdiği yerde kızını okul otobüsüne bindirir ve bu film filme anlam katan tüy ile sona erer.
Film Hakkındaki Düşüncelerim
Kesinlikle izlenilmesi gereken, izleyenlerin ise bir daha izlese yine aynı havayı düşündüğüm bir film. Oyunculuk, senaryo, görseller ve daha birçok şey mükemmel. Aslında bizlere de ders veriyor bu film. Umudu, azimi, kararlılığı ve daha birçok şeyi öğretiyor. Zeka seviyesi geride olmasına rağmen büyük işler başarabilineceğini anlatıyor.
Filmin başında ve sonunda ortaya çıkan tüy ise anlam çıkarmamız gereken bir şey. Kaderimizin bir tüy gibi olduğunu ve savrulduğunu söylüyor bize Forrest Gump. Ayrıca bu tüy sahnesi için günlerce emek verilmiş.
Filmin bir kamera arkasını izledim de adamlar gerçekten mükemmel. Özellikle Tom Hanks. Kamera arkasında bile sıfır hata ile rol yapmış ve kendini Forrest Gump rolünün içinde hissetmiş. 1994 yapımı olmasına rağmen görsel efektler çok iyi kullanılmış. Bilgisayar yardımı ile Forrest Gump hayatta olmayan birçok kişi ile (JFK, Lennon...) aynı yerde ve tokalaşıyor.
Beğenmediğim kısımlara gelirsem, filmde istemli mi istemsiz mi bilmiyorum ama reklam yapılmış. Filmin başında gördüğünüz üzere Forrest Gump'ın Nike ayakkabıları ve filmin ortalarında açılan bir mektupta Apple Inc. logosu. Hiç hoş şeyler değil. Aman bu da filmin nazar boncuğu oluversin.
Forrest Gump'ı uyumadan öncesi izlemiş ve uyandığımda aklıma gelen ilk şey olmuştu. Yeri gelir üzüntüye sokan, yeri gelir ağzımız kulaklarımıza gelecek kadar güldüren bir film olmuş Forrest Gump. Replikleri ise aklımıza kazınacak türden. Haydi bir de o repliklere bakalım.
Forrest Gump Replikleri
Hayat bir kutu çikolata gibidir, içinden ne çıkacağını hiçbir zaman bilemezsin.
Koş Forrest koş
Jenny ve ben köfte ve patates gibiydik.
Bir insanın ihtiyacı olduğu para bellidir. Gerisi sadece gösteriştir.
Hayata devam edebilmen için geçmişi geride bırakman gerekir.
Bir insanın ayakkabılarından çok şey anlarsın.
Sadece aptallık yapanlar aptaldır.
Akıllı bir adam değilim, ama aşkın ne olduğunu biliyorum.
Neden ölüyorsun anne.
Pinpon oynamaktan sıkıldığım zamanlarda bile pinpon oynuyordum.
Ölüm de yaşam gibi hayatımızın bir parçası.
Son Sözler
Gerek replikleri gerek senaryosu yani her şeyi muazzam olan bu filmi izleyin, izlettirin. Yazım sırasında ufak tefek yanlışlıklar, yazım yanlışları, olayların sıralanması gibi hatalar olabilir. Bu hatalar ile karşılaştığınızda beni bilgilendirmeniz sevindirecektir. Sizler de düşüncelerinizi katabilir, yorumlarda bulunabilirsiniz.
Biliyorum yazı çok uzun oldu ama bu denli bir filmi uzun uzun anlatmak da şart oldu be!